Dark and Heavy...


Get a playlist! Standalone player Get Ringtones

21 Haziran 2009 Pazar

REM...

İki gece önce Cehennem'i ziyaret ettim.Tam tamına iki gece önce... 48 saat...Yanlış anlamayın; ne Tanrı, ne de melekler zorladı beni.Dedim ya,kendi isteğimle oradaydım...

Cehennem;inanın ne rivayet edildiği gibi kızıla boyanmıştı,ne de anlatıldığı gibi sıcaktı.Her yana,nereden geldiğini bilmediğim,insanı hipnotize eden bir koku yayılıyordu.Güller açmıştı dört bir yanında,kızıl denen meskenin.Ne var ki kokunun kaynağı onlar değildi.Biliyordum...

...Yürümeye başladım,insanoğlunun korktuğu mekanların belki de en alasında;sevinçle,gülümseyerek...

Ölüleri dans ederken gördüm.Huzurluydular,mutluydular...Elimi kaldırarak selam verdim onlara.Gülümseyerek karşılık verdiler bana...

Kafamın içinde,ta derinlerde bir yerlerde sesler dolanıyor.Sanki biri benimle konuşuyor gibi...Bu sesler öylesine derinden geliyor ki anlayamıyorum duyduklarımı ya da duyduğumu sandıklarımı...İlerlemeye devam ediyorum;biraz tedirgin,biraz korkmuş...

Ansızın,gözlerimi çevirdiğim her yerde inanılmaz güzellikte renkler görmeye başlıyorum.Birbiriyle iç içe geçmiş,birbiriyle sevişen,dans eden renkler...Üzgünüm,bunları size tasvir edemeyeceğim.Çünkü hiçbiri dünyevi renkler değiller.Ama bana inanın dostlarım,hepsi her insanın gözlerini yaşartacak kadar güzel.Hatta sizlere bu kadar güzelliğin ve estetiğin,bir fani için fazla olduğunu söylemeliyim."Söz ettiğim renk cümbüşü,acaba meleklerin kendi aralarında oynadıkları bir oyun muydu" diye düşünmeden edemiyorum... Ya da belki de meleklerin gizli bir lisanı vardı.Birbirleriyle böyle konuşuyor,böyle anlaşıyorlardı.Renklerle,dans eden renklerle...

Ne kadar zamandır buradayım bilemiyorum.Ama bu ziyaret hiç bitmesin istiyorum.Cehennemdeyim ve gülümsüyorum.Olacak iş değil... Kendi kendime,"bu kadim mekanla ilgili bana anlatılanların tümü yalanmış" diye söyleniyorum.
Bir de kafamın içinde duyduğum şu sesler olmasa.Derinden gelen fısıltılar... Yavaş yavaş netleşiyorlar gibi.Ama yine de yetersizler,anlayamıyorum...Fısıltılar,fısıltılar...Derinlerden gelen...Sanki benimle konuşmaya çalışan biri var beynimin içinde...

Yoluma devam ediyorum...Uzaklarda,Cehennem'in başrol oyuncusunu görüyorum.Göz göze geliyoruz ve koşar adımlarla birbirimize doğru ilerliyoruz.Alevden bir etek giymiş;sarılıyor bana,ateşli bir öpücük veriyor ve bir anda kayboluyor.Meğer şeytan bir ilaheymiş...

Peşi sıra,kafamın da içinde yankılanan fısıltılar iyiden iyiye netleşmeye başlıyor.Evet,biri benimle konuşuyor.Bu seslerin gerçekte var olduğuna seviniyorum.Çünkü,aksi taktirde aklımı kaçırdığımı düşünmeye başlayacaktım...
"Kimsin?" diye soracak oluyorum kafamın içindeki fısıltıların sahibine;"korkma,ilerlemeye devam et,seninle birlikteyim"diyor bana... Kalp atışlarım hızlanıyor,soluk alışverişim düzensiz.Bu durumu fark etmiş olsa gerek ki "fısıldayan","Yavaş ve derin nefes al."diye ekliyor... Nereye gidiyoruz soruma ise verdiği cevap,"Göreceksin." oluyor.Küçük adımlarla ilerlemeye devam ediyorum.Düşünmeye başlıyorum;neler oluyor,neler oluyor..."Huzurlu ol misafir,düşünme." diye buyuruyor bu kez de fısıltıların sahibi...İrkiliyorum...

Ardından bir anda,kafamdaki seslerin sahibiyle hiç konuşmadığımı fark ediyorum.Düşüncelerimi okuyup beni izlediğini anlamam da hemen arkasından geliyor... Tanrı varmış diyorum kendi kendime.Ve mutlu oluyorum.O'na inanıyordum,O'nu biliyordum.İnancımı seviyorum,"inandığımı" seviyorum...

Sanırım artık sesler,fısıltılar yok oluyor.Yolun sonuna geldiğimi hissetmeye başlıyorum.Çevreme bakıyorum,renkler solmaya başlıyor.Bir adım atıyorum,her yer simsiyah.Bir adım daha,yine karanlık... Sonra beyaz,bembeyaz... Sonra aydınlık...

Gözlerimi açıyorum,odamdayım.Duvardaki Cehennem tablosuna bakıyorum bir süre... Ve tekrar kapatıyorum gözlerimi...

Not:REM uyku evrelerinden biridir.Rüyalar genellikle uykunun bu aşamasında görülür.

Not 2: Bu yazı LEVEL dergisinin şubat sayısındaki Altıgen adlı köşeden alınmıştır.Yazan Doruk Akyıldız.

0 yorum: